Zemin Etütlerinde Kalite Problemi
Dikkat ! Ucuz Diye Kanmayın. Canınızdan Olmayın !
Zemin etüdü çalışmalarında kalite problemlerinin meydana gelmesini sağlayan nedenler oldukça farklılık göstermektedir. Ancak nedenlerin geneli sorgulandığında, bir kısmının teknik bilgi eksikliklerine bağlı, bir kısmının ise mesleki etik ve çalışma ahlakına bağlı olarak oluştuğu görülmektedir. Kalite problemini meydana getiren nedenler şu şekilde sınıflanmış ve alt başlıklar halinde tanımlanmıştır;
1-Yapılan arazi çalışmalarının yetersizliği (yetersiz veya gereksiz araştırma derinliklerinin araştırılması)
2- Teknik bilgi eksiklikleri.
3- Teorik ilişkilerin uygun olmayan yer ve koşullar için kullanılması
4- Standart dışı deney ekipmanlarının kullanılması
5- Yapılan hesaplama yanlışlıkları
6- İşin düşük fiyatla alınmasına bağlı teknik yetersizlikler
7- Arazi uygulamalarındaki yanlış örneklemeler ve laboratuvar çalışmaları ile yapılan hatalar
8- Zemin etüt raporlarının gereksiz konu başlıkları ve bilgiler ile şişirilmiş hale getirilmeleri
Zemin araştırmalarında yapılacak çalışmanın şekli ve kapsamı jeoteknik mühendisliğinin uzmanlık alanına giren önemli bir konudur. Yapılan Zemin etüdü çalışmalarıyla ilgili araştırma derinlikleri genellikle çeşitli öngörü, tablo veya şartnamelerden alınarak önceden belirlenmektedir. Oysa bir etüt çalışmasında inceleme derinliği yapılacak mühendislik projesine ait yapı yükü ile doğrudan ilişkilidir. Uygulamalarda bazen çok yetersiz ve bazen de oldukça gereksiz fazla derinlikler için zemin araştırmalarının yapıldığı görülmektedir. Çeşitli literatürlerde zemin araştırmasının yapılacağı inceleme derinlikleri ile ilgili bilgiler bulunmaktadır (Tomlinson,1998; Schroeder and Dickenson, 1996, Ulusay, 2001). Şekil 1, Tomlinson (1998) tarafından önerilmiş olan ve hem tekil ve hem de radye şekilli temel koşullarında önerilmiş araştırma derinliklerini tanımlamaktadır.

Zemin araştırma çalışmalarındaki olumsuzlukların büyük çoğunluğu teknik bilgi eksikliklerinden kaynaklanmaktadır. Bilgiye erişimin oldukça kolay ve hızlı olduğu günümüz koşulları aslında bu tür hataların yapılmasını zorlaştırmakta ancak uygulamalarda bu tür problemlerle sıkça karşılaşıldığı görülmektedir. Teknik bilgi eksikliklerinin başında lisans eğitimleri sırasında verilen mesleki teknik bilginin yetersizliği ve sadece teoriden ibaret halde tutulması gelmektedir. Karışık ve heterojen zemin koşullarının bir arada olması ayrıca farklı teorik ve ampirik ilişkilerle tanımlanmış çok sayıda hesaplama yönteminin bulunması işin yeterli bilgiye sahip olmayan kişilerce kolay bir şekilde yanlış yapılmasına neden olmaktadır.
Arazi incelemelerinde en fazla kullanılmakta olan deney türü standart penetrasyon deneyidir. Bu deneyde kullanılan bütün deney ekipmanlarına ait özellikler ve boyutlar ilgili deney standardı olan ASTM D1586 (1999)tarafından tanımlanmıştır. Ancak piyasa uygulamalarında oldukça standart dışı deney ekipmanlarının kullanılmakta olduğu görülmektedir. Özellikle SPT tüpü adı verilen parçanın sanayide ve boyutsal tasarımdan uzak bir şekilde sipariş usulüyle yapılmakta olması, deneyin standart dışı kalmasına neden olmaktadır. Deneyde kullanılan ve şahmerdan adı verilen 63,5 kg ağırlığındaki metal tokmağın da benzer nedenlerle çok farklı ağırlıklarda yapılarak piyasada kullanılmakta olduğu görülmektedir. Zira belirtilen deney ekipmanları ve düzeneklerini kontrol eden bir denetim organı ülkemizde bulunmamaktadır. Birçok mühendislik tasarımında olduğu gibi zemin etüt çalışmaları da belli bir maliyetle yapılmakta olan arazi, laboratuvar ve büro çalışmalarını kapsamaktadır. Bu çalışmaların bütünü, büyük emek ve zaman harcanmasını gerektirmektedir. Bu durum işin belirli bir maliyetinin de olmasını sağlamaktadır. Ancak bu maliyet söz konusu yapının proje bütçesi ile kıyaslandığından oldukça küçüktür. Buna rağmen piyasa koşullarında yapılmakta olan ve işveren mühendislik veya proje firmalarınca da desteklenen kırım politikaları, yapılması gereken işin bir rutinden öteye geçememesine neden olmaktadır. Bu durum, bir etüt çalışmasının bütününde olması gerekenlerin ciddi olarak sorgulanmasını gerektirmektedir. Zira iş almak pahasına düşük fiyatlarla işe talip olunması, beraberinde işin ciddiye alınmadan, özenilmeden ve kimi zamanda gerçek anlamda yapılmadan tamamlanmasını sağlamaktadır. Bu konuda işveren pozisyonundaki inşaat mühendisliği firmaları, mimarlık ve proje ofislerine büyük görevler düşmektedir. İşin en düşük fiyat teklifini verene verilmesi, beraberinde sorumluluğunun alınmayacağı, verilerinin tartışılır olacağı ve proje tasarımını yapan kişinin de tatmin olamayacağı bir zemin etüt çalışmasının ortaya çıkmasını sağlayacaktır. Bu konuda, işi yapan yerbilim mühendisinin yanında iş veren pozisyonundaki inşaat mühendisi veya mimarın da sorumluluk ve vebali bulunmaktadır.